Pre Loader

Arsenik

Toksisitesi yüksek ağır metaller

Arsenik

Arsenik hem çevresel hem de bireysel sağlık açısından endişelere neden olan en önemli ağır metallerdendir.

Yarı metalik bir özelliğe sahiptir, belirgin şekilde toksik ve kanserojendir. Oksitler, sülfitler şeklinde veya demir, sodyum, kalsiyum, bakır, vb. tuzu olarak yaygın olarak bulunur. Arsenik, yeryüzünde en bol bulunan yirminci elementtir ve arsenit ve arsenat bileşikleri gibi inorganik formları çevre ve canlılar için öldürücüdür.

İnsanlar arsenikle doğal yollarla, endüstriyel kaynaklarla veya kazalara bağlı karşılaşabilir. İçme suyu, arsenikli pestisitlerin kullanımı, doğal mineral birikintileri veya arsenikli kimyasalların uygunsuz şekilde atılmasıyla kirlenebilir. İntihar girişimi durumunda kasıtlı arsenik tüketimi veya çocuklar tarafından kazara tüketilmesi de akut zehirlenme vakalarına neden olabilir. Arsenik, öncelikli olarak hücrelerin sülfidril grubunu etkileyerek, hücresel solunum, hücre enzimleri ve mitoz bölünme fonksiyonunu bozan protoplastik bir zehirdir.

iAs(V) → iAs(III) → MMA(V) → MMA(III) → DMA(V)

Arsenik toksisitesinin mekanizması

Arsenik biyotransformasyonunda, zararlı inorganik arsenik bileşikleri bakteriler, algler, mantarlar ve insanlar tarafından metillenerek monometilarsonik asit (MMA) ve dimetilarsinik asit (DMA) oluşur. Bu biyotransformasyon sürecinde, bu inorganik arsenik türleri (iAs), enzimatik olarak, son metabolitler ve kronik arsenik maruziyetinin biyobelirteçleri olan metillenmiş arseniklere dönüştürülür.

Arseniğin insanlar üzerindeki etkileri

Arsenik kirlenmeleri hem doğal jeolojik süreçlerin hem de insan faaliyetlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Cevher madenciliği ve işlenmesi gibi insan faaliyetlerini antropojenik arsenik kaynaklarıdır. Hem eski hem de modern eritme işlemi, havaya ve toprağa arsenik salabilir. Bu tür kaynaklar, yeraltı suyu akışı yoluyla yüzey suyunun kalitesini etkileyebilir. Yeraltı suyunun kirlenmesinin bir başka yolu da arsenik mineralleri gibi jeolojik kaynaklardır. Üçüncü tip kaynaklar tortul ve meta-sedimanter ana kayalardır. Boyaların, renklendiricilerin, sabunların, metallerin, yarı iletkenlerin ve ilaçların çoğu arsenik içerir. Bazı pestisitler, gübreler ve hayvan besleme işlemleri de çevreye daha yüksek miktarlarda arsenik salmaktadır.

Arsenit ve arsenat gibi inorganik arsenik formları insan sağlığı için daha tehlikelidir. Oldukça kanserojendirler ve akciğer, karaciğer, mesane ve cilt kanserine neden olabilirler. İnsanlar arseniğe hava, yiyecek ve su yoluyla maruz kalmaktadır. Arsenikle kirlenmiş içme suyu, dünyada 30'dan fazla ülkede arsenik toksisitesinin başlıca nedenlerinden biridir. Yeraltı suyundaki arsenik seviyesi, WHO içme suyu kılavuzunda verilen değerin (10 μg/L), 10-100 katı ise, insan sağlığı için bir tehdit olabilir. Su, uygun olmayan şekilde atılan arsenik kimyasalları, arsenikli pestisitler veya doğal mineral birikintileri yoluyla kirlenebilir.

Arsenik toksisitesi akut veya kronik olabilir ve kronik arsenik toksisitesi arsenikoz olarak adlandırılır. İnsanlarda kronik arsenik toksisitesi raporlarının çoğu, tanıdaki özgünlüğü nedeniyle deri belirtilerine odaklanır. Pigmentasyon ve keratoz, kronik arsenik toksisitesini gösteren spesifik cilt lezyonlarıdır.


“Tozlu bir yolda yağmur damlaları” olarak adlandırılan arsenik keratoz

Arsenikoza bağlı deri lezyonları

Daha düşük seviyelerde arsenik maruziyeti bulantı ve kusmaya, eritrosit ve lökosit üretiminin azalmasına, anormal kalp atışına, ellerde ve bacaklarda iğne batmasına ve kan damarlarında hasara neden olabilir. Uzun süreli maruz kalma deri lezyonları, kanserler, nörolojik problemler, akciğer hastalığı, periferik vasküler hastalık, hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar ve diyabetes mellitus oluşumuna yol açabilir. Kronik arsenikoz, hayati organlarda geri dönüşü olmayan birçok değişikliğe neden olur ve ölüm oranı daha yüksektir. Bu potansiyel ölümcül toksisitenin büyüklüğüne rağmen, bu hastalık için etkili bir tedavi yoktur

Üst